ÖĞ-DER Şuurlu Öğretmenler Derneği

Bu Eğitim Sistemiyle Geleceğimiz Karanlıktır



Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Genel Bakanı İ.Hakkı AKKİRAZ yaptığı açıklamada şunları kaydetti;
Bir ülkenin eğitim sistemi düzgünse o ülkenin geleceği parlaktır, düzgün değilse karanlıktır. 
On binlerce okul, binlerce lise, bir ordu kadar öğretmen, dev binalar, dershaneler... Bütün bunlar varken... Evet, bütün bunlarla salih nesiller yetiştirebiliyor muyuz?

Eğitimde önemli ve hayati olan kemmiyyet değil, keyfiyet ve vasıftır.
Eğitilmiş insan vasıflı insanı ifade eder.
Bu gün eğitim sistemimiz bu vasıflı insanı yetiştirebiliyor mu?
Bizim eğitimimiz konuşma Türkçesi ile iş görüyor.
Eğitim için konuşulmayan, yazılan zengin Türkçe gereklidir.
Lise mezunlarına zengin, yazılı ve edebi Türkçeyi öğretemiyoruz.
Türkiye´nin yeni nesilleri 1928´den önce basılmış kitapları okuyamıyor.
Lise mezunu bir gence, mantığın tarifini sorunuz bakalım bilecek mi?
Eskiden liselerde bitirme imtihanları vardı, ondan sonra olgunluk imtihanları yapılırdı. Bunları kaldırdılar. Fransa´da hâlâ var.
Okulların ön kapısından çocukları içeri alıyoruz, birkaç sene sonra arka kapıdan ellerinde birer kâğıt verip mezun ediyoruz. Edebi Türkçeyi öğretemiyoruz. Gerçek tarihi öğretemiyoruz.
Doğru dürüst mantık okutamıyoruz, sanat kültürü veremiyoruz.
Kur´anı Kerimi, İslam dinini öğretemiyoruz, ilmihal bilgilerin veremiyoruz.
Türkiye halkı, dış düşmanlarımız ve onların içerideki işbirlikçileri tarafından "CAHİLLİKLE TERBİYE EDİLMEKTEDİR." Bu konuyu hatırımızdan bir an bile çıkartmamalıyız.
Okullarımızda şiddet olayları gün be gün artmaktadır. Bıçaklama hadiseleri sebebiyle okullarımızda ölenlerin, yaralananların, başı yarılanların haddi hesabı yok.
Okumuş anasını öldüren okumuş evlatlar yetiştiriyoruz.
Yıllardan beri uyuşturucu çetelerinin okulları pençeleri altına aldıklarını duyarız. Uyuşturucu deneme yaşı 11´e, fuhuş yaşı 12 lere kadar düşmüş.
Okulların yüzde 94.85´inde öğrenciler birbirine küfrediyor, yüzde 91.45´inde yalan söylüyor, yüzde 87.45´inde birbirini dövüyor, yüzde 81.11´inde okuldan kaçıyor. İşte sonuç.
Okullarımızda uzun yıllar boyunca, Darwin´in iflâs etmiş evrim teorisi gerçekmiş diye okutuldu. Darwin´in iki özelliği vadır: Biri Karl Marks´ın arkadaşı ve dostu olduğudur. İkincisi de Türkleri yabanî bir kavim olarak görmesidir.
Darwin teorisi Allah inancı, yaratılış inancı tamamen retteder.
Türkiye´nin eğitim politikaları üzerinde yıllarca etkili olan ve laikliği ateizm olarak algılayan bu kesim iki büyük ve ´derin´ sabit fikre saplanıp kalmışlardır:
Birincisi: Din kötüdür, din karanlıktır, din Türkiye´yi geriletir...
İkincisi: Türkiye´yi çağdaşlık, ilericilik, Sezar dini ideolojisi kurtarır.
Onların iki konuda da büyük bir yanılgı içinde olduklarını anlamak için büyük düşünür, büyük tarihçi olmak gerekmez. Bu iş için kafamızı çalıştırmamız yeterlidir.

Uzun yıllardan beri din ile ve dindarlarla uğraştılar da ne oldu? Din darbelendikçe Türkiye geri kaldı. Onlar:

(1) Türkiye´yi niçin Ortadoğu´nun Japonya´sı yapamadılar?

(2) Türkiye´yi niçin bir Güney Kore kadar kalkındıramadılar, zenginleştiremediler?

(3) Türkiye´yi niçin bir Tayvan kadar ileri, zengin, sanayili, sağlıklı ülke haline sokamadılar?

(4) Türkiye´yi niçin Singapur gibi temiz, düzenli, zengin yapamadılar; o mini-devlet gibi dünyanın dördüncü finans merkezi haline getiremediler?

(5) Türkiye´yi niçin Finlandiya, Norveç, İsviçre gibi yapamadılar?

Bu adamların anlamadıkları şey şudur:

İslâm Türkiye´nin var oluşunun, varlığının ana faktörüdür. Bu ülkede İslâm darbelenirse kalkınma olmaz, batma olur. Hayım Nahum planı.

Onlar için en büyük tehdit ve tehlike İslâm´dır, dindar ve uyanık Müslümanlardır.

Bu yüzden de Müslümanların dinî eğitim yapmasına asla taraftar değildirler.

Küçük bir çocuğa İngilizce, keman, resim, bale dersleri aldırabilirsiniz ama din ve Kur´ân dersi verdiremezsiniz. Böyle bir şeyin insan haklarını ihlâl olduğunu söylerseniz cevap veremezler.

İşte bu zihniyet, eğitimini çökertmiştir.

Onlar anlayışlarını Benzeme, benzet... üzerine kurmuşlardır.

Onlar yakın tarihimizde hayli ´Benzetilmiş´ Türk ve Müslüman yetiştirmiştir.

Türkiye eğitimde bir zihniyet krizi yaşamaktadır. Bu kriz hayatımızın her alanında etkili olmuştur. Bu krizi aşmak bizim ellerimizdedir.

Devlet bütçesinden Milli Eğitime ayrılan miktar kabarık mı kabarık. Kışla gibi binalar, bir ordu kadar öğretmen. Un var, şeker var, yağ var, helva nerde?

Bizde niçin İngiltere´deki gibi bir Eton Koleji yok?

Japonya´nın, Güney Kore´nin, Tayvan´ın, Singapur´un eğitim sistemleri ve liseleri çok kaliteli de bizdekiler niçin kalitesiz ve vasıfsız?

Genç nesillerin verimsiz, vasıfsız, yabancılaşmış, müflis eğitim sisteminin çarkları arasında öğütülüp harcanması bir ülke, bir toplum, bir devlet için en büyük felakettir.



Bugün Sitemize 21 ziyaretçi (118 klik) Geldi