ÖĞ-DER Şuurlu Öğretmenler Derneği

nicinogder

Image and video hosting by TinyPic   

Niçin ÖĞDER Yada ÖĞDER Türkiye İçin Bir Şanstır
İsmail OKUTAN - Şube Başkanı

 

Ülkeler arasındaki sınırların kaldırılıp dünyanın küçük küresel bir kent haline geldiği böyle bir dönemde, ahlaki bozuntu, sapıklık içinde olan en marjinal gruplara bile bir takım hakların pervasızca verildiği böyle bir ortamda, Müslüman çoğunluğun inanış ve yaşayışına tamamen ters en köklü konularda bile bir takım kanuni düzenlemelerin yapıldığı, neslimizin her geçen gün yozlaştırılıp medeniyetinden fersah fersah uzaklaştırıldığı bir zaman diliminde, gençlerimizin başta şiddet ve ahlaki bozuntu olmak üzere, neredeyse bulaşmadığı bir suç unsurunun kalmadığı, nefsani arzularla hareket eden, maddi çıkarlar peşinde şehvetle koşan adeta çıldırmış insanlardan oluşmuş bir toplumun içinde yaşadığımız böyle talihsiz bir tarih kesitinde ÖĞ-DER’İN amaç ve faaliyetleri yapmak istedikleri elbette Türkiye için bir şanstır. İşte bu bağlamda etrafımıza baktığımızda bu sorunları gündeme getiren, bunların çözümü için gerçekçi alternatifler ortaya koyan, çabalayan, didinen başka bir teşkilat bulamıyoruz, eğitim camiasında. Ülkemizin, halkımızın selameti için olmazsa olmazlarından olan sadece adıyla değil gerçekten her şeyiyle milli vasıflara sahip olan bir eğitim sistemini arzulayan ve savunan ÖĞ-DER olarak ve bir Müslüman olarak neler istiyoruz, neler istemiyoruz? Önce ahlak ve maneviyat bayrağını en yüksekte tutan, eğitimde materyalist görüşü değil maneviyatçı görüşü savunan bir dernek olarak ülkemizin kurtuluşu için, Yeniden Büyük Türkiye’yi kurmak için, Tekebbür değil Adil bir Dünya için; aynı zamanda Niçin ÖĞ-DER sorusuna cevap olarak maddeler hailinde sıraladığımız isteklerimizin ekmek ve su kadar olamazsa olmaz olduğunu açıkça söylüyor ilan ediyoruz. 

   1. Ülkemizde temel insan hak ve hürriyetlerine saygı gösterilmesini, evrensel değerlerin tüm insanlar için eşit kabul edilip bunların ihlâl edilmemesini istiyoruz. Bu temel haklara sadece sözde değil gerçekte saygı gösterilmesini istiyoruz. Aynı zamanda uygulayıcıların, yöneticilerin kendilerini kalburüstü bir konumda görüp bunları ihlal etmemelerini, öncelikle kendilerinin bunlara samimî şekilde bağlı kalmalarını istiyoruz.
   2. Bu temel haklardan biri olan eşitlik prensibinin gereği olarak, kendini egemen güç olarak gören bir azınlığın, Müslümanlardan oluşan çoğunluğa baskı ve dayatmada bulunmamasını kendisini herkesten daha çok eşit görmemesini istiyoruz.
   3. Bu gün medeni olarak kabul edilen dünyada olduğu gibi tam bir inanç ve düşünce özgürlüğü, inandığı gibi yaşama özgürlüğü, giyinme özgürlüğü, eğitim özgürlüğü istiyoruz. Kafamızın üstünde demoklensin kılıcı gibi duran, bazı yasaların kaldırılmasını, yerine daha eşitlikçi, özgürlükçü yasaların getirilmesini istiyoruz. Kısacası vesayet değil tam bir demokrasi istiyoruz. Herkesin hürriyetinden ve güvenliğinden emin olduğu bir ülke istiyoruz.
   4. Herkesin Temel bir hak olarak çocuklarına istedikleri gibi, istedikleri yerde dinî eğitim verme hakkına sahip olmalarını istiyoruz. Bu hakkın keyfî ve zevki bir takım uygulamalarla kısıtlanmamasını istiyoruz. Bu bağlamda Avrupa ülkelerinde olduğu gibi okullarda öğrencilerin ibadet ihtiyaçlarını karşılayacak ibadet yerlerinin, mescitlerin açılmasını istiyoruz. MEB’nın 100 Temel Eser olarak belirleyip okullarda okunmasını sağladığı kitaplara ikinci aşama okuma kitapları olarak Şuur Temel Serisi adıyla milli, manevi, ahlaki, dini kültürümüzü çocuklara öğreten, geliştiren, benimseten kitaplar belirlenip bastırılıp tüm okullara dağıtılmasını, okutulmasını istiyoruz. Böyle bir uygulama kanunlarımıza da ters değildir. (Anayasa Madde 24, Milli Eğitim Genel Amaçları Madde 2)
   5. Tüm Türkiye’nin hatta tüm insanlığın yeniden aslına yani öz benliği olan İslam’a dönmesini istiyoruz. Neden? Çünkü hadiste; ‘bütün insanlar Müslüman olarak doğarlar, sonradan annesi veya babası onu Hıristiyan veya Yahudi yapar’ deniliyor. Dikkat edilirse sonradan Müslüman yapar denilmiyor. Hıristiyan veya Yahudi yapılır, deniyor. Çünkü zaten Müslüman fıtratıyla doğuyor. Öyleyse bizim görevimiz bu temiz fıtratı korumaktır. Eğitim sistemi bu doğal yapı olan İslam fıtratını koruyacak programlarla çocukları yetiştirmelidir. İşte ÖĞ-DER’ in görevi de eğitim camiasını bir araya getirerek, onların şuurlandırılmasını sağlamaktır. Şuurlu öğretmenlerin eliyle, çalışmalarıyla da Öğrencilerin ve velilerin şuurladırılmasıyla Türkiye tekrar aslına, tarihi misyonuna dönebilir.
   6. Bin yıldan beri İslam’a hizmetkârlık yapmış olan Ülkemizin ve İslam hamuruyla yoğrulmuş olan halkımızın millî, manevi, ahlaki, tarihi kültürüne, öz benliğine sahip çıkılmasını, bunların her halü karda korunmasını istiyoruz. Gençlerimizin, çocuklarımızın yozlaştırılmasını, ahlaki erozyona uğratılmamasını istiyoruz.
   7. AB uyum yasaları uğruna, AB’ye girme hayalleriyle uyuyup kalkanların, Yabancı kültürün ya da popüler kültürün etkisiyle halkımızı kendi değerlerine yabancılaştırmamasını istiyoruz.
   8. Dilimiz üzerindeki tahribatın önlenmesini, yabancı dillerin işgalinden kurtarılmasını, Anadilimizin korunmasını, batı dillerinden dilimize geçen kelimelerin çıkarılıp atılmasını, bu bağlamda bu tür kelimelerin iş yerlerine isim olarak konulmasının engellenmesini, dilimizin yozlaştırılmamasını istiyoruz. 
   9. Millî Gelirden en büyük payın eğitime verilmesini istiyoruz. Öğretmenlerin büyük kısmının sıkıntı, zaruret, sefalet içinde yaşamasını ve bu yüzden eğitim yerine başka işlerlerle uğraşmasını, kafa yormasını kabul etmiyoruz. Ülke nimetlerinin ve gelirlerinin tüm kesimlere, tüm alanlara âdil bir şekilde dağıtılmasını istiyoruz. Ülkemizin tüm sorunlarının en temelinde eğitim sorunu vardır. Bu sorun çözülmeden hiçbir sorun kalıcı bir şekilde çözülemez. Eğitim sorununun temelinde eğitimcilerin eğitimi sorunu vardır. Bu sorun çözülmeden de eğitim sorunu çözülemez. Eğitim sorunu da ancak öğretmenlerin şuur sahibi olmalarıyla çözülebilir.
   10. Tarihimiz doğru olarak öğretilmelidir. Yalan Tarihe son verilerek, Okullarda bilgi ve kültürden önce şuur verilmesini istiyoruz. Tarih bir övgü ve bir sövgü olmaktan çıkarılmalıdır. Ders almak için okutulmalıdır. Salt bilgiyle yetinilmemesini, bununla beraber çok güçlü ahlâk ve karakter terbiyesi verilmesini istiyoruz. Okullarımızda verilecek olan ahlak ve dürüstlük eğitimiyle toplumsal barışın ve aile huzurunun sağlanmasını istiyoruz. Millî kimliğimizin ana unsuru olan İslâm dininin doğru dürüst bir şekilde mutlaka okullarda öğretilmesini istiyoruz. 

   Tüm benliğimizle inanıyoruz ki, en büyük ibadet hakkı müdafaa etmektir. Bu şuuru çocuklarımıza verecek olan da muhakkak ki şuurlu öğretmenlerdir. Eğitim bir milletin en önemli meselesidir. Tesadüfe ve denemelere bırakılamaz. Milletler ancak kendi tarihini, kültürünü, örfünü, dinini yeni nesillere aktararak ayakta kalabilirler. Bunun yeri de okullar olduğuna göre eğitim programlarımızı  mutlaka ama mutlaka bu temel üzerine bina etmeliyiz. Sevgi yerine nefretin, barış yerine savaşın, merhamet yerine vahşetin hâkim olduğu böyle bir dünyada mutlu olmanın bir tek yolu vardır. O da İslam ahlakıyla ahlaklanmaktır. Müslüman olmak yeterli değildir, şuurlu Müslüman olmak gerekir. Haksızlıklarla, zulümle, kötülükle mücadele etmek gerekir. Yoksa oturup bir takım olumsuzluklardan bahsederek ama bir şey yapmadan olanları seyretmekle bir şey çözülemez. 

İSMAİL OKUTAN
ÖĞ-DER Samsun Şube Başkanı 

 

 


DİĞER YAZILARI
Çocuklarımız yarış atı değildir
Söyle Ey Bi Vefa
Mükerrer İhanetler

 

 

 

Bugün Sitemize 8 ziyaretçi (11 klik) Geldi