ÖĞ-DER Şuurlu Öğretmenler Derneği

NECİP SALİH

Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü’nün Lideri 
Necip Salih: 

“Patani’nin Filistin’den farkı yok!”

 “Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 30 binden fazla Patanili, Budist Tayland Hükümeti’nin hapishanelerinde tutuluyor. Her gün en az 4-5 Patanili, İşgalci Tayland Askerleri tarafından katlediliyor. Genç kızlarımız kaçırılıyor, âlimlerimiz öldürülüyor ve mescidlerimiz Tayland Polisi tarafından ateşe veriliyor.” 
   ABD Başkanı Bush tarafından, Güneydoğu Asya’nın Afganistan’ı ilan edilen Patani, yıllardır Tayland Hükümeti’nin işgali altında. Tayland Ordusu’na bağlı askerler, nüfusunun tamamı Müslüman olan Patani Halkı’na aklınıza gelebilecek her türlü zulmü yaparken,Tayland Hükümeti de Patani’de yaşananların medya tarafından öğrenilmemesi için son derece ciddi ve programlı bir çalışma yürütüyor. Bu nedenle Patani’de yaşanan baskı ve zulümler Filistin, Irak ve Afganistan’ı aratmamasına rağmen Türk ve Dünya Medyası’na yeterince yansımıyor. Öte yandan uzun zamandır Patani’de işgal güçlerine karşı onurlu ve anlamlı bir direniş veriliyor. Şu an direnişin başında olan kişi; Muhammed Necip Salih isimli Patanili bir lider. Mısır’daki El Ezher Üniversitesi’nde eğitim gören 48 yaşındaki Muhammed Necip Salih, bölgenin en güçlü direniş grubu olan Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü’ne liderlik yapıyor. Tayland İstihbaratı “THAI”, MOSSAD ve CIA’nın arananlar listesinde bulunan Necip Salih, tıpkı HAMAS Lideri Halid Meşal ve İslami Cihad Lideri Dr. Ramazan Şallah gibi Şam’da sürgünde yaşıyor. Sizleri Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü’nün Lideri Muhammed Necip Salih’in sorularımıza verdiği cevaplarla baş başa bırakıyorum…

 

   -Röportaja Patani hakkında sizden bilgi alarak başlamak istiyorum. Bize  Patani’nin tarihinden,  Patani Halkı’ndan, vatanınızdaki  sosyal yaşamdan bahseder misiniz?

   Patani Halkı, ırk olarak Malezya ve Endonezyalılarla aynı kökten geliyor. Halkımız ilk olarak 11. Yüzyılın başlarında Yemenli Arap tüccarlar aracılığıyla İslam’la tanıştı. Patani, İslam’dan önce Budizmin merkezi sayılıyordu. İslam’la tanıştıktan sonra büyük bir atılım gerçekleştiren halkımız, 15. yüzyılda “Patani İslam Krallığı”nı kurdu. “Patani İslam Krallığı” özellikle 16. ve 17. yüzyıllar arasında Güneydoğu Asya’da önemli bir ticaret ve eğitim merkezi haline geldi. Tayland’ın güneyinde yer alan vatanımızın nüfusunun yüzde 9O’ından fazlası  Müslüman’dır ve halkımızın tamamına yakını Şafii Mezhebi’ne mensuptur. Patani Halkı geçimini daha çok tarım,  balıkçılık, tuzculuk ve ormancılıkla sağlıyor. Budist Tayland Ordusu’nun işgalinden önce Patani Toprakları yaklaşık 50 bin kilometre kareydi. İşgalden sonra ise Patanililer 16 kilometre karelik bir alanda yaşamak zorunda bırakıldılar.

   “ ZİNDANLARDA 30 BİN PATANİLİ VAR ”

    - Şu an Patani’de durum nedir? Bize Patani’de neler yaşandığını anlatır mısınız?

   Patani Halkı  işgalcilerin zulmü altında. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 30 binden fazla Patanili, Budist Tayland Hükümeti’nin hapishanelerinde tutuluyor. Bu insanların çoğu bir kez bile mahkemeye çıkarılmadılar. Her gün en az 4-5 Patanili, İşgalci Tayland Askerleri tarafından katlediliyor. Genç kızlarımız kaçırılıyor, âlimlerimiz öldürülüyor ve mescidlerimiz Tayland Polisi tarafından ateşe veriliyor. Son 1 yıl içinde Patani’de 4 camiye işgalci düşman tarafından namaz esnasında ateş açıldı ve bu saldırılarda cami cemaatinden şehid olanlar oldu. Fakat başta İslam Ülkeleri olmak üzere dünyanın Tayland’da yaşananlardan haberi yok. İşgalci Budist askerler halkımızı göçe zorluyor. Tayland Hükümeti şehirlerimizin, köylerimizin isimlerini değiştiriyor. Halkımızın asırlardır kullandığı Malay Dili’nin yerine, Taylandlıların dili olan Siyamca’yı yerleştirmeye çalışıyorlar.  

 

-Mülteci olarak yaşayan Patanililer’in nüfusu ne kadar?

Mültecilerin sayısı toplam 300 bin civarında. Bu mültecilerin 250 bini Malezya’da, 15 bini Suudi Arabistan’da, 5 bini Mısır’da,  4 bini Endonezya’da, Bin 100’ü Libya’da ve 250’si de Suriye’de yaşıyor.

     -Tayland Hükümeti ile aranızdaki sorun nasıl başladı? Sorunun tarihi arka planı nedir?

Tayland ile aramızda olan sorunun temeli İngiltere’nin bölgeye uyguladığı yanlış politikalardır. İngiltere tıpkı Ortadoğu’da yaptığı gibi Güneydoğu Asya’da da cetvelle sınırlar çizdi ve Patani’yi Budist Tayland Hükümeti’nin yönetimine bıraktı. Oysa bizim Tayland Halkıyla hiçbir ortak yönümüz yok.

 “ PATANİ’DEKİ DİRENİŞ İSLAMÎDİR”

-Patani’deki direnişi konuşalım biraz da. Patani’deki direniş hangi gruplardan oluşuyor, direnişin hedefleri nelerdir ve sizin liderlik yaptığınız  Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü’nün Patani  Direnişi’ndeki  yeri nedir?

Patani’deki direniş tıpkı Filistin, Irak, Çeçenya ve Afganistan’da olduğu gibi İslamcı Güçler tarafından yürütülen bir direniştir. Patani’nin bağımsızlığı için savaşan toplam 16 örgüt var. Fakat bu örgütlerin içinde en güçlü olanı Patani Halk Kurtuluş Cephesi,  Patani Milli Kurtuluş Cephesi ve bizim grubumuz olan  Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü’dür. Bu 3 ana örgütün dışında Milli-İslamcı Patani Cephesi, Patani Kurtuluş Ordusu ve Patani Mücahidin Hareketi de vatanımızın kurtuluşu için mücadele eden etkili örgütlerdendir. Bizim bağlı bulunduğumuz Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü, İşgalci Tayland Hükümeti’ne karşı hem siyasi,  hem de silahlı direniş veriyor.  İlk amacımız Patani’yi Budist Tayland Yönetimi’nin işgalinden kurtarmaktır.  Patani’yi özgürleştirdikten sonra  tıpkı geçmişte vatanımızda hüküm süren “Patani İslam Krallığı” gibi bir devlet kurmayı hedefliyoruz.  Kuracağımız bu devlet vasıtasıyla Patani’ye İslam tekrar hakim olacak.

-Irak’ta da direniş grupları işgale karşı mücadele ediyor. Fakat bu direniş gruplarının arasında çok ciddi problemler var, hatta kimi zaman birbirlerine silah bile çekiyorlar. Patani’deki direniş gruplarının birbirleriyle ilişkileri nasıl?

 Patanili direniş gruplarının hepsi birbiriyle kardeştir. Direniş gruplarının arasında hiçbir problem yok. Hatta son zamanlarda aramızdaki ilişkileri daha da arttırdık. İşgalci düşmana karşı hep birlikte mücadele ediyoruz.  Irak’ın küçük hesaplar peşinde olmayan basiretli direniş önderlerine ihtiyacı var. Irak’ta yaşananlar bütün Müslümanları olduğu gibi bizi de çok üzüyor.

 

“DAĞLARDAN ŞEHİRLERE İNDİK”

- Halkın direnişe olan desteği hangi boyutlarda?

Patani halkının tamamına yakını direnişe gönülden bağlıdır. Biz geçmişte özgür bir halktık ve kendimize ait bir devletimiz vardı. İşgalciler topraklarımızı işgal edip, dinimizi özgürce yaşamamızı yasakladılar. Halkımız İşgalci Tayland Ordusu’nun hakaretlerine uğradı, düşman evlerimize kadar girdi. Biz de vatanımızı ve dinimizi savunmak için direnişe başladık.   Patani’deki direniş şu an bizzat Patani Halkı tarafından yürütülüyor. Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü’ne bağlı olan bütün direnişçiler de, Patani Halkı’nın evlatlarından oluşuyor. Direnişçilerimiz geçmişte Patani Ormanları’nda yaşıyorlardı. Fakat kısa bir zaman an önce strateji gereği dağları ve ormanları terk ederek şehirlere indik. Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü, İşgalci Tayland Askerlerine karşı etkili bir şehir savaşı veriyor.  Gündüzleri manavımız muz, fırıncımız ekmek satıyor. Fakat akşam olunca bu insanlar bir araya gelip düşmana karşı eylemler düzenliyorlar.

-Ne tür eylemler? Bunu biraz daha açar mısınız?

Tayland Hükümeti’ne ait askeri karargâh ve polis merkezlerine yönelik silahlı ve bombalı eylemler düzenliyoruz. Fırsatını bulduğumuzda Patani’deki işgal askerlerinin komutanlarını ve üst düzey görevlilerini kaçırıyoruz. Kaçırdığımız bu kişileri daha sonra cezaevlerinde tutulan direnişçilerimizle değiş-tokuş ediyoruz. Ayrıca Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü’ne bağlı gençler, Tayland Hükümeti’ni protesto amaçlı gösteriler organize ediyor. Bu gösteriler esnasında sık sık Tayland Polisi ile gençlerimiz arasında çatışmalar yaşanıyor. Gösterilere Patanili Kadınlar da büyük bir ilgi  gösteriyor.

-Dünyadaki bir çok direniş grubu dış destek sayesinde ayakta durabiliyor. Sizin de destek aldığınız ülkeler var mı?

Malezya İslam Partisi, Patani’deki bağımsızlık savaşına destek veriyor.   Ayrıca Malezya Halkı da Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü’ne maddi yardımda bulunuyor. Arap Ülkelerinden ise en çok desteği Libya ve Suriye’den alıyoruz. Örgütümüze bağlı direnişçiler Libya’daki askeri harp akademilerinde eğitim görüyorlar. Suriye Hükümeti de Patani bağımsızlık mücadelesinin önderlerine ev sahipliği yapıyor ve mücadelemize her alanda destek veriyor.

“TAYLAND ASKERLERİ İSRAİL’DE EĞİTİLİYOR”

-Tayland Hükümeti ile İsrail ve ABD’nin ilişkileri bildiğimiz kadarıyla çok iyi.  Bu ilişkiler Patani’ye nasıl yansıyor ?

MOSSAD, CIA ve Tayland Hükümeti’nin istihbarat örgütü olan  “THAI” Patani’deki direnişe karşı ortak mücadele ediyor. MOSSAD, Bangkok'a özel bürolar açtı.  Pataniye direnişçilerle savaşmaya gelen İşgalci Tayland Askerleri’nin bir çoğu  önce İsrail’de eğitimden geçiyorlar. Tayland Askerleri  işkence ve soykırımda usta olan İsrail Ordusu’ndan ders alıyor. Bu nedenle Patani’de yaşananların Filistin’de yaşananlardan hiçbir farkı yok.   Ayrıca Patani’ye bizimle savaşmaya gelenler arasında MOSSAD VE CIA Ajanları da var. Biz Patani’de sadece Budist Tayland Hükümeti’ne karşı değil; ABD ve İsrail güçlerine karşı da savaşıyoruz.  

-Tayland Hükümeti Patani’deki direnişin El Kaide ile ilişkisi olduğunu iddia ediyor. Bu iddia hakkında ne söyleyeceksiniz?

Bu iddia kesinlikle yalandır. Patani direnişinin El Kaide ile herhangi bir ilişkisi yok. Patani direnişi tamamen yerli bir direniştir. Bizim grubumuz da herhangi bir cemaat veya örgüte değil; direk Kur’an ve Sünnet’e dayanıyor. Tarihten aldığımız direniş önderleri ise Halid bin Velid, Selahaddin Eyyübi,  Hacı Slong, Şeyh Ahmet ve Şeyh Davut gibi şahıslardır. Ayrıca örgütümüzün kurucusu ve manevi liderimiz olan Kebir Muhammed’in bize öğütlediği  ilkelere sıkı sıkıya bağlıyız.

    “DİRENİŞ İSLAM’A GÖRE OLMALI”

-İşgal güçlerine karşı gerçekleştirilen direnişin nasıl olması gerektiği de son yıllarda bir hayli tartışılıyor. Bir takım İslami direniş grupları kullandıkları metod yönünden eleştiriliyorlar. Siz bir direniş önderi olarak bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Allah’a ve O’nun peygamberine bağlı olan her direniş örgütü, düzenlediği eylemlerde İslam’ın çizdiği sınırlara dikkat etmelidir. Sınırlar çiğnendiği andan itibaren gerçekleştirilen eylemler meşru direniş olmaktan çıkıp, birer terör eylemine dönüşür. Bu sınırların neler olduğu da alimlerimizin kitaplarında açık şekilde yazıyor. Müslümanlar işgal güçlerine karşı direnirken kendilerine İslam’ı çok iyi bilen, yeri geldiğinde düşmanlarının haklarını bile gözeten liderler seçmeliler. Eğer böyle olmazsa bazen Müslümanların arasından İslam’ın hiçbir şekilde tasvip etmediği türde eylemler gerçekleştirecek gruplar çıkabilir. Direniş grupları, düşmanlarına karşı yenilirken bile İslam’ın kurallarını çiğnememeliler. Patanililer zaferin bir gün Müslümanların olacağına bütün yürekleriyle inanıyor. Biz de Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü’nün mensupları olarak,  işgale karşı olan mücadelemizi dinimiz ve vatanımız özgür olana kadar  sürdüreceğiz.

“EN BÜYÜK DESTEKÇİMİZ ERBAKAN”

 

-Son olarak Patani Halkı’nın Türkiye ile ilgili neler bildiğini sormak istiyorum. Ayrıca Türkiye’den ilişki içerisinde olduğunuz şahıs veya grup var mı?

Patani Halkı, Fatih Sultan Muhammed’i ve Halife Abdulhamid’i çok iyi tanıyor.  Bizim medreselerimizde Osmanlı’dan sürekli olarak övgüyle bahsedilir. Patani halkı bazı el sanatlarını da Osmanlı’dan öğrendi ve bu sanatlar şu an bile ev inşaatlarında kullanılıyor. Ayrıca Türkiye’den Necmeddin Erbakan’ı da çok iyi tanıyoruz. Erbakan’ın başbakan olduğu dönem Türkiye,  Patani Müslümanları’nın özgürlüğe kavuşması için çok ciddi adımlar attı. Fakat Erbakan başbakanlıktan ayrılınca bu çalışmalar durdu. Necmeddin Erbakan her Malezya’ya gelişinde mutlaka Patanili direniş örgütleriyle görüşmeler yapıp, onlara destek verirdi. Patani’deki özgürlük mücadelesinin en büyük destekçilerinden biri de Erbakan’dır.



Bugün Sitemize 7 ziyaretçi (14 klik) Geldi