ÖĞ-DER Şuurlu Öğretmenler Derneği

Her Ev Bekliyor

Image and video hosting by TinyPic

Her Ev Bekliyor
Cengiz ZOR
Sessizliğin çığlığını duyacak kadar hassas vicdan sahibi olan toplumumuz, şimdilerde etrafındaki feryatları nasıl duymazdan geliyor, şaşılacak bir durum. İnsanın Taş mı kesildiniz? Diyesi geliyor. Neden böyle olduk?
Bir toplumu dışarıdan yapacağınız etkilerle yıkamazsınız. Aksine daha bilinçlendirip değerlerine sahip çıkmasını sağlarsınız. Karşınızda birlik ve beraberlik içinde bir kale gibi durur görürsünüz. Engin hoşgörünün toprakları olan Anadolu´da toplumumuz, Müslim ve Gayrı Müslümiyle bir huzur ortamı bulmuş ve bu şekilde yaşarlarken Neden birbirlerini boğazlar hale geldiler düşünmek lazım. İşte Osmanlıda millet-i Sadıka sıfatını alan ve devletin en hassas noktalarına kadar yükselen Ermeniler saraydan en çok faydalanan bu insanlar neden komşusunu keser hale geldiler? Osmanlı toplumunun bütün ticaretini adeta kontrol altına alan Yahudiler. İspanya´da kurtarıp gemilerle Selanik´e getirdiğimiz Yahudiler. Kan damarlarımıza kadar girip bedenimizi çürüten Yahudiler. Her gittikleri yerde fitne ve fesat çıkaran Yahudiler. Nankörlükte sınır tanımayan Siyonist Yahudiler. İyi niyetiyle herkesi kendi gibi sanan mert Anadolu insanı. İnsanları töhmet altında bırakmamak için çok kez düşünüp birkez konuşan, kimsenin hakkını yemeyen, herkese yardım eden, herkesin iyiliğini isteyen, ev alma komşu al-komşusu açken tok yatan bizden değildir, evrensellerini içselleştirmiş, yüreği güzel, kendi güzel Anadolu, Osmanlı insanları Ne oldu da birbirlerini göremez, duyamaz hale geldiler, ne oldu da birbirleri üzerinden korkunç karlar yapacak hesaplar hazırlar hale geldiler. Ne oldu da birbirlerini köleleştirmek için her yolu mubah sayar hale geldiler. Dışarıdan gelen yaklaşımlar bizi zayıflatamayacağına göre ne oldu da bu hale geldik. Ben Sabatay Sevi´yle başlayan dönmeyen dönmelerin bizi içimizden çürüttüğünün üzerinde duracağım. Bilindiği gibi bulunduğu dönemde Mesih (Mehdi?) olduğunu iddia eden Sabatay Sevi kurduğu tarikatla belli bir potansiyel haline gelmişti. Sonunda Avcı Mehmet´in huzurunda ölümle burun buruna geldiği bir anda Yahudi kurnazlığı ile Müslüman olduğunu ifade eder. Bu durum bağlıları arasında büyük hayal kırklığına sebep olur. Sonunda derki " Bana ilham geldi, bu şekilde davranmam söylendi, sizlerde bu şekilde davranın" Aslında Yahudi olmakla beraber Müslüman olabilirsiniz. Şeklen Müslüman aslında Yahudi. Yani tam anlamıyla biz bunlara Münafık diyoruz. Sorun şu ki her münafığa İslam´da Müslüman´a uygulanan hukuk uygulanıyor. Adama sen Müslüman değilsin diyemiyorsunuz. Bu Yahudiler için biçilmiş bir kaftan oldu. Binlerce Yahudi, Müslüman´mış gibi Osmanlı toplumunun içindeki yerlerini aldılar. Toplumu çürütme, fitne ve fesat üretme merkezleri olarak örgütlenen Yahudiler. Her gittiği toplumu bozan kirli karakterler. Osmanlı toplumunu içerden kemirmeğe başladılar. Dört Yüzyıl gibi bir zaman diliminde Koca devleti yıkıp, Genç Cumhuriyeti kontrol etme noktasındadır. Şu anda etkin bir şekilde Aktif durumda bulunan Dönmeyen Dönmelerin amacı yüzde yüz kontrolü sağlamaktır. Bu noktada Kahrolası(!) Anadolu insanının genetiğini bir türlü istedikleri kodlarla kodlayamamanın sıkıntısını çekiyorlar. Ya itaat et ya köle olarak yaşa, yada öl yok ol düsturunu bugün net bir şekilde görüyoruz. Anadolu insanının yüzü gülmez hale geldi. Ve bu topraklarda herkes bekliyor; Her ev bekliyor.
 Uçaktan düşecek bir İsrail (!) yakıt tankı bekliyor.
nokaklarının Kudüs, Bağdat sokağı olacağını bekliyor.
 Evden dışarı çıkılamayacak günleri bekliyor.
 Televizyondan bir şehit haberi bekliyor.
 Yollarda onlarca trafik kazası bekliyor.
  Her biri para babalarıyla beslenen şehir eşkıyalarının yapacağı cinayetleri bekliyor. Çek-senet mafyasının ne zaman kendisine geleceğini bekliyor.
 Kadın-çocuk kaçıran, insan ticareti (!) yapan alçakların haberini bekliyor.
 Bankaların haciz ettiği binlerce esnaftan kendisine sıranın ne zaman geleceğini bekliyor.
 Kapkaç sırasını bekliyor.
 Serseri bir kurşunun kendisini ne zaman vuracağını bekliyor.
Daha yüzyılın başında haksızlıklara karşı dik duruşuyla nam yapmış bu insanlar, köle olarak yaşamak için her şeyini verir hale geldi.
Bütün bunlara rağmen ne zaman asli görevimize döneceğiz. Yani binlerce yıllık çelikleşmiş karakteriyle Nizam-ı Alem, İlay-ı Kelimetullah görevine. Buna yaklaştık mı? (inşallah). Acaba karanlığın en zifiri noktası mı? Aydınlığa ramak mı kaldı?
 


Yazarın Kayıtlı Diğer Yazıları

- Kudüs Ayettir

 
  Makaleler Sayfasına Geri Dön
Bugün Sitemize 19 ziyaretçi (113 klik) Geldi